Bozulan göz merceğinin eritilerek alınması ve yerine suni bir mercek, lens yerleştirilmesine katarakt ameliyatı denir.
Katarakt halk arasında bu duruma göze perde indi olarak bilinmektedir. Eski yıllarda katarakt ameliyatı başarısı düşük olduğundan göz iyice kapanana kadar beklenirken, günümüzde gelişen dikişsiz, lazerli yöntemlerle katarakt tedavisi çok daha erken dönemde yapılmaktadır.
Hatta yeni yöntemler karataraktı kataraktı göziçin de eriterek tedavi ettiğinden, geç kalınan sertleşmiş kataraktlarda başarı şansı düşmekte, göz içindeki kıymetli hücreler daha çok hasar görmektedir.
Katarakt ameliyatı ile eritilen kataraktın yerine akıllı lens gibi suni göziçi mercekleri konularak hastanın gözlük kullanmadan net görmesi sağlanır. Kataraktın ne olduğu, nasıl oluştuğu gibi bilgilere katarakt nedir? sayfamızdan ulaşılabilinir. Katarakt ameliyatı belli yaşa gelen her bireyde yapıldığından dünyada en çok yapılan ameliyattır. Ülkemizde bu yıl 50.000 katarakt ameliyatı yapılmıştır.
Katarakt ameliyatının ne zaman yapılacağı, göz cerrahının ve hastanın ortak kararlarına bağlıdır. Hastanın mesleği, beklentileri sosyokültürel seviyesi, görme gereksinimleri gibi faktörler önemlidir.
Örneğin bir pilotun görmesinde %10 düşüş olduğunda bile mesleğini güvenle icra etmesi zorlaşacağından kataraktı ameliyat edilmelidir. Buna karşın, ortalama bir bireyin katarakt nedeni ile rahatsızlık duymaya başlayacağı düzey görmenin %70 in altına inmesidir. Görme %60 düzeylerine geldiğinde artık televizyon alt yazıları okunamamakta ve hayat kalitesi etkilenmeye başlamaktadır.
Kataraktın tek tedavisi cerrahidir. Ankara ilinde katarakt cerrahisi konusunda en deneyimli uzmanlardan birisi olan Prof. Dr. Ahmet Akman, hasta görme düzeyi %70'in altına indiğinde ameliyat önermektedir. Görme düzeyi yanında bazı katarakt türlerinde ve gözde ki bazı anatomik durumlarda katarakt ameliyatının geciktirilmesi, ameliyat risklerini arttırabilmekte cerrahiyi zorlaştırabilmektedir. Bu tür durumlarda katarakt ameliyatının görme %70 üzerinde iken bile yapılması gerekli olabilmektedir.
Ayrıca kataraktın göz içinde eritilmesi sırasında ortaya şok dalgaları çıkmaktadır. Yumuşak bir katarakt, yumuşak toprağın kazılması gibi kolay eritilmekte ve çok az şok dalgası oluşmaktadır. Geç kalınmış kataraktlarda, katarakt beton gibi sertleşir ve eritmek için çok daha yüksek enerji kullanılması gerekir. Yüksek enerji düzeyi daha fazla şok dalgası yaratır ve gözde ölünce yenilenemeyen endotel hücrelerine zarar verir. Bunun sonucunda göz ameliyatta daha fazla zarar görür.
Video: Prof. Dr. Ahmet AkmanKatarakt Ameliyatı Nedir? Ne Zaman Yapılmalıdır?Tüm Videolar
Diğer bir nokta da modern lens ölçüm cihazları ve katarakt ameliyatı cihazlarının, batılı yani erken kataraktlara göre geliştirilmiş olmasıdır. Çok ileri, geç kalınmış kataraktlar da bu modern cihazlar ölçüm yapamamakta, akıllı lens gibi teknolojilerin kullanılması zorlaşmakta ve ameliyat sonrası gözlük bağımlılığı ihtimali artmaktadır.
Sonuç olarak doğru ameliyat zamanlaması; görsel gereksinimler, görme düzeyi, gözün ve kataraktın özellikleri göz önüne alınarak belirlenir. Prof. Dr. Ahmet Akman, Ankara'da ki kliniğinde katarakt hastalarına bu bilgiler ışığında ameliyat planlaması yapmaktadır. Son yıllarda moda olan ve akıllı mercek denilen, trifokal mercekler kataraktı olmayan kişilerde yakın ve uzak gözlük kullanma ihtiyacından kurtulmak için uygulanabilmektedir buna refraktif katarakt cerrahisi denilir. Burada amaç lazer, LASİK ya da göz çizme olarak adlandırılan işlemlerin sağlayamadığı yakını ve uzağı gözlüksüz görmenin sağlanmasıdır.
Özellikle 50 yaş sonrası göz bozukluğu ya da yakın görme sorunu olan bireylerde gözlükten kurtulma konusunda en iyi alternatif, refraktif katarakt cerrahisi ve akıllı (trifokal) veya EDO (sonsuz odaklı) lenslerin yerleştirilmesidir. Prof. Dr. Ahmet Akman sitemizdeki hasta yorumlarından da görülebileceği gibi, Ankara da katarakt ameliyatı ve akıllı lensler (trifokal) konulması konusunda en tecrübeli cerrahlardan birisidir. Uyguladığı 35000 üzerinde katarakt ameliyatında 2000 civarında akıllı (trifokal) ve torik (astigmatlı) göz içi merceği yerleştirilmesi yapmıştır.
Fako Yöntemi ile Katarakt Ameliyatı
Katarakt tedavisi kataraktlı merceğin alınarak yerine yenisinin yerleştirildiği ameliyatla yapılır. Kataraktlı merceğin eritilerek gözden emilmesi işlemine fako ya da gerçek adı ile fakoemülsifikasyon yöntemi denilir.
Halk arasında "dikişsiz lazerle katarakt ameliyatı" olarak bilinen FAKO yöntemi ile katarakt ameliyatı günümüzdeki en gelişmiş katarakt ameliyatı yöntemidir.
Göze 2.2 mm lik bir kesiden sokulan fako cihazının ucu, yarattığı ultrasonik titreşimlerle merceği eritirken, bir yandan göze sıvı pompalamakta ve diğer bir delikten de emmektedir bu şekilde, gözdeki merceğin içi temizlenir ve kalan dış zarın içine yeni bir suni lens yerleştirilir.
Son dört beş yıldır uygulanan ve bıçaksız katarakt ameliyatı denilen femto laser destekli katarakt cerrahisi ise tam yeni bir yöntem olmayıp, normal fako ameliyatının, ilk iki basamağının bir başka lazer sistemi ile yapılıp, fako yöntemine ameliyatının üçüncü basamağından başlandığı yöntemdir. Prof. Dr. Ahmet Akman uyguladığı 700 üzerinde femto lazer destekli bıçaksız katarakt ameliyatı ile ülkemizde bu yöntemi en çok uygulayan cerrahların başında gelmektedir.
Günümüzde akıllı lens denilen çok odaklı lensler, tek odaklı lensler, astigmat düzelten torik lensler, EDOF lensler gibi pek çok değişik seçenek vardır. Bu seçenekleri içinde hastaya en uygun olanın seçilmesi, uzun dönemde başarılı, sorunsuz, net görüş sağlayan, en önemlisi de hastanın beklentilerinin tam olarak karşılandığı bir cerrahi için çok önemlidir.
Lens seçimi yapıldıktan sonra ameliyat günü belirlenir ameliyat öncesinde kullanılacak damlalar hastaya anlatılır, hastanın kullandığı şeker tansiyon kalp ilaçları değerlendirilir gerekirse kan sulandırıcılar bir iki gün süreyle kesilir. Hastanın ameliyat günü belirtilen saatte hastaneye başvurması önerilir.
Katarakt ameliyatı, yüksek güvenlik ve başarı taşımasına rağmen, tıpta uygulanan tüm ameliyatlardan daha karmaşıktır ve daha zor öğrenilir.
Cerrah göz içerisinde çok güçlü parçalayıcı etkisi olan cihazı 2mmlik bir boşlukta ne arka zara ne de öndeki kornea tabakasına zarar vermeden iki eli ile kullanırken, bir ayağı mikroskobu bir ayağı fako cihazını kumanda etmektedir. Cerrah mikroskoptan gördüğü üç boyutlu görüntü ile ellerini koordine ederken, iki ayağını da mikroskopu ve fako cihazını kumanda etmekte kullanmakta, bu arada fako cihazından gelen sesleri dinleyerek vakum ve eritme miktarını ayarlamaktadır.
Sonuç olarak, cerrahın iki eli, iki gözü, iki ayağı, iki kulağı, mikroskop altında görülen gözün başarı ile ameliyat edilebilmesi için koordinasyon içinde çalışmak zorundadır. Bu sebepten dolayı katarak ameliyatı tıptaki cerrahiler içinde en zor öğrenilen ve en çok tecrübe gerektiren ameliyatlardan birisidir. Cerrahın tecrübesi ve becerisi dışında kullanılan cihazların göz içine verilen koruyucu ilaçların ve göze yerleştirilen merceğin de kalitesi bu ameliyatın başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.
Katarakt Ameliyatı Ahmet Akman
Prof. Dr. Ahmet Akman, Ankara katarakt ameliyatlarında active fluidics teknolojili torsiyonel fakoemülsifikasyon cihazını kullanmaktadır. Bu cihaz göz içi basıncına göre sıvı ayarlaması yapabilen (active fluidics) tek cihazdır. Bu sayede çok daha güvenli bir cerrahi ve başarılı bir sonuç mümkün olmaktadır.
Diğer önemli nokta ise ameliyatta göz içi hasarı engellemek için kullanılan viskoelastik maddelerdir. Maliyeti yüksek olan bu maddelerin az kullanılması ameliyattan 5-10 sene sonra kornea bozulmasına ve/veya kornea nakli ihtiyacına yol açabilir.
Prof. Dr. Ahmet Akman katarakt ameliyatlarında, ABD üretimi, FDA onaylı viscoleastikleri kullanmaktadır. Bunlara ek olarak ameliyathanenin sterilitesi, kullanılan malzemenin tek kullanımlık olması enfeksiyon riskini düşürmek için gereklidir. Bu şartları en iyi şekilde sağlayan Ankara daki anlaşmalı hastanelerimizde katarakt ameliyatlarını gerçekleştirmekteyiz.
Unutulmalıdır ki, bir insanın kalan ömrünce iyi görmesi, bu 15 dakika süren ve toplumda çok da önemsenmeyen bu katarakt ameliyatının doğru planlanması, kaliteli malzeme ve lens kullanılmasına ve ameliyatı yapan cerrahın tecrübesine bağlıdır.
Lazerle katarakt ameliyatı yapılıyor mu? sorusu hastalarımız için oldukça kafa karıştırıcı bir soru olmaktadır.
Sebebi ise bu yazıda açıklayacağım modern katarakt cerrahisi olan fako yönteminin yıllardır halk arasında lazerle katarakt ameliyatı olarak bilinmesidir. Bu nedenle bir dönem kullanılan ancak bırakılan lazer fako cihazları ve son yıllarda benim de 1000 civarı vaka da uyguladığım şu anda da ameliyathanemizde bulunan klasik fako yöntemi ile yapılan ameliyatın %10’luk aşamasını yapabilen femtosaniye lazer cihazının yarattığı kavram karmaşasıdır.
Aşağıdaki iki yöntemde Prof. Dr. Ahmet Akman tarafından uygulanmaktadır. Bunlar ameliyat yöntemleri olup göziçi lens (mercek) seçimi bu yöntemlerden bağımsızdır, her iki yöntemde de aynı tür mercekler aynı şekilde konulur.
Video: Prof. Dr. Ahmet AkmanLazerle Katarakt AmeliyatıTüm Videolar
20 yıl kadar önce katarakt ameliyatı dikişli yöntemle yapılıyordu. Gözde 5-7 mm kadar bir kesi yapılıp katarakt yani bozulmuş göz merceği olduğu gibi doğurtuluyor göz 5 dikişle kapatılıyordu.
Daha sonra modern dikişsiz katarakt ameliyatı yöntemi olan fakoemülsifikasyon kısaca fako yöntemi geliştirildi. Bu yöntem sayesinde göze 2 mm’lik yani kibrit çöpü kadar bir delikten sokulan fako cihazı ile katarakt göz içinde eritilerek emilmeye ve bu küçük delik sayesinde ameliyat dikişsiz olarak yapılmaya başlandı.
Bu cihaz aslında kataraktı eritirken ses titreşimleri kullanmakta olsa da o yıllarda daha havalı ve halk arasında sansasyonel olduğu için ülkemizde bu yönteme lazerle yapılan katarakt ameliyatı denildi. Bu dönemde ses dalgaları yerine lazer titreşimleri kullanan bazı cihazlarda denense de başarılı olmadıkları için kullanımları bırakıldı. Ancak son yıllarda kullanıma giren femto lazer cihazı bu cihazların yerini alamadı. Katarakt ameliyatının sadece ilk 2-3 aşamasında kullanım imkanı buldu. Asıl ameliyat ise halen fako cihazı ile yapılmaktadır.
Son beş yılda kullanıma giren femto lazer cihazı ya da femtosaniye lazer destekli katarakt ameliyatı yöntemi, fako yönteminin yerini alan bir yöntem olmayıp fako yöntemindeki ameliyatın 8 basamağından ilk 3 basamağını lazer cihazı ile yapmaya olanak sağlayan bir yöntemdir. Bu basamaklar, ameliyat için göze açılan deliklerin bıçakla değil lazerle yapılması ve mercek yuvasının lazerle kesilmesi aşamalıdır. Katarakt da lazerle birkaç parçaya bölünmekte ve bu noktadan sonra klasik fako yöntemi ile devam edilmektedir.
Bu cihaz ilk geliştirildiğinde tüm aşamaları yapabilecek bir teknoloji olduğu düşünülse de yıllar içinde gelişim gösterememiş ve sadece ilk aşamaları yapar halde kalmıştır. Prof. Dr. Ahmet Akman bu yöntemi yaklaşık 1000 hasta da uygulamış ve ülkemizde en çok uygulayan cerrahlardan birisi olmuştur. Ayrıca bu yöntemin sonuçlarını ABD ve Avrupa da dünyanın en büyük katarakt kongrelerinde yaptığı sunumlarda meslektaşları ile paylaşmıştır.
Halen cihaz ameliyathanemizde mevcut olup kullanıma hazırdır. Ancak bu 1000 hastadaki deneyim ve sonuçlarımız, bu yöntemin hastaya ek fayda sağlamadığı, hatta tecrübeli bir cerrahın elinde bu cihaz kullanılmadığında sonuçlarını daha iyi olduğu yönündedir. Cihazın kullanılması hastaya ciddi bir ek maliyet getirirken sonuçlarda ek bir iyileşme ya da fayda sağlamamaktadır. Bu sebeple şu anda sadece isteyen hastalarımıza bu yöntemi uygulamaktayız. Kişisel inancım hastanın ödediği ek ücrete değecek bir faydası olmadığı yönündedir.
Ülkemizde bu ameliyatı en çok uygulana cerrahlardan birisi olan Prof. Dr. Ahmet Akman, bu yöntemin hastaya ek olarak 2-4 bin TL ek maliyet getirdiğini, ancak bunu karşılığında hastaya fazladan bir fayda sağlamadığını düşünmektedir. Bu sebeple eğer hasta isterse uygulamakta, aksi takdirde uygulanmasının çok da gerekli olmadığı kanısındadır.
Katarakt ameliyatında sonucu etkileyen ve başarıyı sağlayan en önemli faktörler, cerrahın tecrübesi, kullanılan cihaz ve malzemelerin kalitesi ve doğru lens seçimdir. Femto saniye lazer cihazı kullanımı ise sonucu neredeyse hiç etkilememekte ve sadece ek maliyet getirmektedir. Cihaz ameliyathanemizde kullanıma hazırdır, isteyen hastalarda kullanılmaktadır.
Sonuç olarak femto saniye lazerli katarakt ameliyatı halk arasında lazerle katarakt ameliyatı olarak bilinen fako yönteminin alternatifi değildir. Pratikte ekstra maliyet dışında tecrübeli bir cerrahı yaptığı ameliyatlara göre çok fazla faydası yoktur, katarakt ameliyatının sadece ilk %10’luk aşamasını otomatize etmektedir. Asıl cerrahi yine fako aleti ile tamamlanmakladır.
Sonuç olarak isteyen hastalara kullanıyor olsak da, katarakt ameliyatında femto saniye lazer cihazının hastaya ek bir fayda sağlamazken, ciddi bir ek maliyet getirdiği fikrindeyiz. Maliyet sorunu olmayan hastalar istedikleri takdirde ameliyatlarını bu yöntemle yapmaktayız.
Prof. Dr. Ahmet Akman tarafından 2017 yılında Amerikan Katarakt Refraktif Cerrahlar kongresinde sunduğu Femtosaniye lazerli katarakt cerrahisi sonuçları.
Katarakt ameliyatı kararı verildiğinde, detaylı göz muayenesi tamamlandıktan sonra, gözün önündeki saat camı şeklindeki kornea tabakasının gücü ve gözün uzunluğu lazerle çalışan modern cihazlarla ölçülerek ameliyatta göze yerleştirilecek lensin numarası karmaşık matematik formüller ile belirlenir. Bu aşamada cerrahın bilgisi ve teknik donanımı, ameliyat sonrasında gözlük ihtiyacı olmadan net görme sağlanmasında çok çok önemlidir. Göz muayenesi ve yapılan lens ölçümü sonucunda ortaya çıkan veriler, hastayı hangi tür lenslerin uygun olduğunu ve hangi tür ameliyatların yapılabileceğini belirler.
Problemsiz bir gözde, tecrübeli bir cerrah bu ameliyatı 15 dakika kadar bir sürede bitirebilir. Ancak süre her şey demek değildir, çok karmaşık ve tecrübe isteyen bir ameliyat olduğundan, bazen acele etmemek gerekir. Büyümeyen göz bebekleri, hasta uyumunun kötü olması, cihaz arızaları gibi durumlarda ameliyat uzayabilmektedir.
Unutmayın ki, bir uçağın inişi birkaç saniye sürer ama bu süre pilotların çok yüksek konsantrasyonuna ve her şeyin iyi gitmesine ihtiyaç gösteren hata kabul etmeyen bir aşamadır. Süre kısa olsa da katarakt ameliyatı tüm dallardaki ameliyatlar içinde, stresin en yoğun olduğu ve doktorun tam konsantrasyonuna ihtiyaç gösteren, zor öğrenilen bir cerrahidir.
Doktorun iki gözü mikroskoptan bakarken iki eli gözün içinde parçalayıcı bir cihazla çalışmakta, bir ayağı cihazı kumanda ederken diğer ayağı mikroskopu ayarlamaktadır. Bu arada da iki kulağı kullandığı fako cihazının vakum ve parçalama değerlerini belirten seslerini dinlemektedir. Kısaca katarakt ameliyatı cerrahın iki elinin, iki gözünün, iki ayağının ve iki kulağının cihazla uyum halinde çalıştığı çok yoğun bir 10-15 dakikadır.
Yukarda anlattığımız bilgiler ışığında başarılı bir katarakt ameliyatı olmak ve riskleri minimuma indirmek için tecrübeli bir cerraha, ameliyat öncesinde titizlikle yapılmış lens numarası ölçümlerine, iyi donanımlı bir ameliyathaneye, maliyetini önemsemeden gözün içerisinde hasar oluşmasını engelleyecek ilaçların yeterli miktarda kullanılmasına ve kaliteli bir lens yerleştirilmesine ihtiyaç vardır.
Hastaların doktorlarına sorması gereken konular arasında hangi tür lensin kullanılacağı, bu lensin hangi ülkede üretildiği, FDA onayı olup olmadığı, ameliyatın hangi cihazda yapılacağı, göz içine verilecek koruyucu maddelerin hangi ülkelerden geldiğini gibi temel konular olmalıdır.
En tecrübeli merkezlerde bile katarak ameliyatının belli riskleri vardır. Bu ameliyatın hiçbir riski yoktur 10 dakika da biter, her zaman her şey mükemmel olur, hiç ücret ödemek gerekmez gibi söylemler hastada her zaman şüphe uyandırmalıdır.
Unutulmamalıdır ki katarak ameliyatı gözün ana parçasının değiştirildiği çok ciddi bir ameliyattır. Ameliyatın başarılı olmaması durumunda, hasta görme yetkisini kaybedebilir.
Ülkemizde Sosyal güvenlik kurumu katarak ameliyatı için hastanelere 1100 TL civarında bir ödeme yapmaktadır. Büyükşehirlerde bir kuaförde saç boyatmanın bedeli bile bunun üstündedir. İnsanlar, diş tedavilerinde yüksek bedeller ödemekte, net görebilmek için son teknoloji televizyonlara, telefonlara binlerce lira vermektedirler, hatta bir iki sene kullanıldıktan sonra kırılıp atılan bir gözlük 5000-6000 liraya mal olurken, hayat boyu en önemli duyumuz olan görmeyi sağlayacak olan katarak ameliyatında ekstra ödemeden kaçmamak gerekmektedir.
Başarılı, ömür boyu net görmeni sağlayacak bir göz ameliyatının bedeli parayla ölçülemez. Ancak, tüm dünyada onay almış Amerika Birleşik Devletleri ya da Avrupa’da üretilmiş kaliteli ameliyat cihazları, kaliteli ölçüm cihazları ve üstün kaliteli merceklerle yapılacak ameliyatların kaçınılmaz olarak bir bedeli olacaktır.
Bu bedel en kaliteli mercekler ve en tecrübeli göz doktorlarından bile bir ya da iki diş protezi bedeline ulaşmamaktadır. Bu nedenle hastalarımızın katarak ameliyatına karar verirken ücreti değil, kalite ve tecrübeyi ön planda tutmaları gerekmektedir. Ankara da katarak ameliyatları ücretleri, akıllı lens fiyatları konusunda bilgi almak istediğinizde hiç çekinmeden bizi arayabilirsiniz.
Bu sorunun cevabı hem evet hem hayırdır.
Evet risklidir! Çünkü sağlıkla ilgili hiçbir durumda bir garanti yoktur ve her an beklenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Ancak cerrahın tecrübesi, hastanenin temizliği ve cihaz kapasitesi, kullanılan malzemenin tek kullanımlık ve kaliteli olması, maliyet düşünülerek malzeme ve ilaçlardan tasarruf edilmeye çalışılmaması sayesinde bu riskler çok azaltılabilir. Ancak bu şartların hepsi ciddi maliyeti de beraberinde getirmektedir. Hiç fark talep etmeden yada çok düşük fiyatlarla bir günde 40-50 hasta yapan merkezlerde bu kalite şartlarının yerine getirilmesi mümkün değildir.
Hayır riskli değildir! Yeterince yaşayan her birey katarakt ameliyatı olmak zorundadır. Çünkü dünya da en çok yapılan (ülkemizde her sene 500.000, ABD de senede 3.000.000) ve sonuçları en başarılı olan ameliyattır. Sorunsuz bir ameliyat, iyi bir lens ile başka hastalığı olmayan gözler, 70-80 yaşlarında 18 yaşındaki kişilerle aynı görmeye kavuşmaktadırlar. Bu nedenle yukarıda belirtildiği gibi gerekli şartlara dikkat edilir, tecrübeli bir cerraha gidilir ve hayat boyu görmenin bu ameliyata bağlı olduğu düşünülerek bir miktar maliyet göze alınırsa riskler büyük ölçüde azalmaktadır.
Göz merceğinizin eritilmesi ve yerine yeni bir mercek yerleştirilmesi ile yapılan ve önemli bir ameliyat olan katarakt ameliyatı sonrasında iyileşme süresi, kataraktınızın sertliğine ve buna bağlı olarak kullanılan enerji miktarına, ameliyatta kullanılan göz koruyucu ilaçların kalitesine, cerrahın tecrübesine bağlıdır.
Komplikasyonsuz yani sorunsuz geçen bir ameliyat sonrasında ilk gece hariç batma ve ağrı gibi problemler beklenmez. Görme ilk birkaç gün bulanık olabilir, ancak her gün iyiye giderek genellikle 3-5 günlerde netleşmeye başlar. Görmenin en net hale gelmesi 1 ay kadar süre alabilir.
Anatomik olarak iyileşme yani yara yerlerinin kapanması, rahat hareket edebilme, eğilme, banyo yapma gibi fonksiyonlar açısından genellikle göz 1. haftada iyileşmiş kabul edilerek hastaya her şey serbest bırakılır. Sonuç olarak katarakt ameliyatı sonrası iyileşme genellikle 1 hafta civarında tamamlanır, ama gözlük ayarlaması için numaranı sabitlendiği 1. aya kadar beklenir.
Detaylı bilgi, danışma veya randevu için hemen bizi arayabilirsiniz.
İletişim Bilgileri